Evde, tarımsal faaliyetlerde, endüstriyel kuruluşlarda ve başka farklı alanlarda kullanılarak kirletilmiş, içeriği değişmiş, içeriğindeki özelliklerin bir kısmı ya da tamamı değişmiş olan sulara atık su denmektedir. Canlılar için temel yaşam kaynağı olan su dünyada bol miktarda bulunur fakat bu suların hepsi canlıların ihtiyacını karşılayacak kadar çok ve sınırsız değildir. İnsanlar birçok alanda ihtiyacını karşılamak için suya ihtiyaç duyarlar. Suya olan bu ihtiyaç hızlı nüfus artışına ve değişen ihtiyaca, bu ihtiyaca bağlı olarak kullanım alanlarının da giderek artmasına bağlı olarak gün geçtikçe artmaktadır. Doğada sınırlı miktarda bulunan su kaynakları da bu gibi nedenlerle artık tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Buna bir de kullanılarak kirletilen atık suların direk doğaya verilmesi eklendiğinde canlıların kullanabilecekleri suya erişmesi gün geçtikçe daha zor bir hal alacaktır. Bu yüzden atık su arıtma sistemleri hem var olan su kaynaklarının korunması hem de su tasarrufunun sağlanması için hayati önem taşımaktadır.
Atık su arıtma tesisleri çeşitli nedenlerle kirletilerek içeriği değişen suların bazı yöntemler kullanılarak arıtılıp doğaya deşarj edilmesini sağlayan tesisleridir. Atık su tesisleri bu arıtma işlemini suyun kirlilik oranına, atık su içeriğine ve arıtılmış atık suyun hangi alanda kullanılacağına bağlı olarak yapar. Arıtılarak doğaya tekrar verilecek suyun verildiği ortamın özelliklerine uyum sağlaması, ekolojik dengeyi bozmaması gerekir. Bu yüzden atık su arıtma sistemleri gün geçtikçe yöntemlerini geliştirmektedir. Yani atık su arıtma tesislerinin gelişimi doğrudan atık su arıtma kalitesinin arttırılması ve suyun geri dönüşümü ile ilgilidir. Atık sular arıtılarak birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle nüfusun hızla artması sınırlı miktarda olan suyun sürekliliğini tehlikeye atmıştır. Bu durum insanları çeşitli alanlarda kullanarak kirlettikleri suyun arıtılması konusunu gündeme taşımıştır. Atık su arıtma tesislerinde arıtılarak sular kaybettiği özelliklerinin bir kısmının ya da tamamının geri kazandırılmasıyla farklı alanlarda kullanılarak değerlendirilmesine imkân vermektedir. Günümüzde atık suların arıtılarak tekrar kullanılması mümkün hale gelmiştir. Atık suların arıtılarak tarımsal faaliyetlerde ve şehirlerde park bahçe sulamalarında dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Giderek yaygınlaşan bu yöntemle su tüketimi konusunda tasarruf sağlanmış su kirlenmesine etken olan atık su sorunun çözülmesine de katkıda bulunmuştur.
Atık sular insanların giderek değişen ihtiyaçlarına göre gün geçtikçe içerik olarak değişmektedir.
Evsel atık su insanların evlerinde farklı amaçlar için kullanarak kirlettikleri sular olarak tanımlanabilir. Bu atık sular içerisinde çözünmüş halde, askıdan ya da koloidal olarak organik ya da inorganik maddeler barındırır. İnsanların hayat standartları, suyun harcandığı bölgenin iklim özellikleri, bölgenin kültürel özelliklerine göre bu atık suların içeriği değişir. Evsel atık suyun içeriğini değiştiren bir diğer unsur da endüstriyel atıkların şehir kanalizasyon sistemine verilmesidir. Bu durum atık suyun içeriğini büyük ölçüde değiştirir. Evsel atık su özelliği ve içeriği ülkeden ülkeye değil, bir şehirdeki farklı yerleşim birimlerinde bile değişkenlik gösterebilir. Hatta suyun daha çok kullanıldığı saatlere göre saatlik bir değişim bile gösterebilir. Evsel atık sular siyah su ve gri su olarak sınıflandırılabilir. Evsel atık su evlerden, hastanelerden, okullardan, otellerden insanların ortak kullanım alanları olan yerlerden gelen sular evsel atık suyu oluşturur.
Siyah su: Evlerde tuvaletlerde kullanılıp kirletilen, buralardan gelen atık sulardır. Yani mutfak, duş, lavabo, bulaşık ve çamaşır makineleri haricinde kalan, tuvaletten gelen sular olarak tanımlanır.
Gri su: Evlerde tuvalet haricinde kullanılarak kanalizasyona giden sular gri sulardır. Atık sular içerisinde en temiz içeriğe sahip olan atık su çeşididir. İçerisinde en az kirletici madde olan atık sulardır. Evsel atık sulardan gelen gri su olarak nitelendirilen bu atık su çeşidinin kaynağı mutfak banyo lavabolarından gelen sular, bulaşık ve çamaşır makinesinden gelen sular olarak sayılabilir. Gri sular miktar olarak evsel atık suların büyük bir bölümünü oluşturur. Evsel atık suların kirlilik derecesini en çok etkileyen, arttıran madde azottur. İçme suyunda en zor temizlenen madde azottur. Atık sularda olan azot miktarının büyük bölümü siyah sudan gelir. gri sudaysa azot miktarı oldukça azdır. Bu yüzden gri su siyah suya göre daha kolay ve daha çabuk temizlenir.
Endüstriyel atık su endüstriyel kuruluşlardan ya da herhangi bir ticari faaliyet gösteren kuruluşlardan deşarj edilen sulardır. Evlerden veya yerleşim yerlerinden çıkan ve yağmur suları haricindeki diğer atık sulardır.
Endüstriyel atık sular endüstriden endüstriye farklılık gösterebileceği gibi aynı endüstriyel kuruluşlarında bile üretim yerine bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Endüstri kuruluşlarında kullanılan ham maddelerin farklılık göstermesi ve diğer nedenler bu çeşitliliğin başlıca nedenidir.
Atık su arıtma tesisleri farklı endüstri kuruluşlarına göre arıtım yöntemleri kullanmaktadır. Çünkü endüstri kuruluşlarından çıkan atık suların içeriği çok değişkendir ve içeriğe göre arıtım yapılmalıdır. Ayrıca bu kuruluşlardan çıkan atık sularda depolanma sırasında ve tasfiye tesislerinde de bozunmaya uğramaktadır. Bu yüzden arıtma yapılırken bütün bu nedenler göz önünde bulundurulmalıdır.
Yiyecek endüstrisinden kaynaklı atık suların içerdiği organik ve inorganik maddeler suyun içerisindeki oksijen miktarını düşürdüklerinden nehirlere verildiğinde buradaki canlı yaşamını ve su kalitesini olumsuz etkiler, zarar verir. Yiyecek endüstrisi atık suları arıtılarak sulama amaçlı kullanılabilir. Ancak içerikleri nedeniyle bu sularda renk ve içerik problemi olabilir. Arıtma sırasında besi maddeleri eklenmesi gerekebilir. Tekstil endüstrisinde çıkan atık sudaki en büyük problem de boyama bölümünden renktir. Makine yağları da diğer bir kirleticidir. Bu atık sulardaki tipik etki tat ve koku problemidir. Endüstriyel atıklardan kaynaklı zehirlenmelere yol açabilirler.